Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Makyajın Tarihi

Resim
Makyaj tarihi Mısır ve Asur uygarlıklarında görülmektedir. O dönemdekiler bir şekilde pigmentleri nasıl bulacaklarını, nasıl hazırlayacaklarını keşfetmişler ve yağlı maddelerle karıştırarak mağara duvarlarını ve vücutlarını boyamışlar. Bu da kimyasal karışımların başlangıcı olmuştur. O dönemde vücutlarını boyamanın amacı güzel görünmek yerine tehlikelerden korunma şekliydi.  Tarih öncesi pigmentlerin analizi 17 farklı rengin kullanılmış olduğunu gösteriyor. En çok kullanılan renkler ise beyaz, kırmızı, turuncu ve yeşil olmuş. Yani doğanın renkleriyle uyumlu, gerektiğinde sizin en az şekilde görünmenizi sağlayacak renkler  Mısır duvar resimlerinde figürlerin yüzleri hep makyajlı olarak çizilmiştir.   Bu dönemde kadınlar gözlerine hayvan yağıyla yapılan farlar ve siyah sürmeler sürüyordu. Kırmızı toprak boyasını ise ruj olarak kullanıyorlardı.O dönemde oje olmadığı için ellerine kına yakıyorlardı . Mısırlılarda göz makyajı, bakırın, yeşil maden filizi ve kurşunun

Kırmızının Tarihte Yeri

Resim
Kırmızı sözcüğü dilimize Arapçadan  geçmiştir.   Kırmızı "kırmız " adlı bir böcekten elde edilen ve Osmanlı döneminde romatizma tedavisinde kullanılan, koyu kırmızı renkte bir ilacın adından geldiği de söylenir. Kırmız Böceği Kızıl sözcüğü ise Eski Türkçede  kızmaktan (çok fazla ısınarak kızıl renge bürünmek) türemiştir.  "Al" sözcüğü ise Türkçedir. Kırmızı,ana renklerdendir.  Güneşin içinde ki ve gökkuşağında ki kırmızı renk  gözümüzün açısına 42 derecedir.  Kırmızı ışığın dalgaboyu tahminen 630-760 nanometre civarındadır.  Kırmızı en düşük frekanslı renktir.  Kan hemoglobin yüzünden kırmızıdır.  Kırmızı renk deniz suyu tarafından emildiği için siyah gözükürler. Kırmızı,İştah açar. O yüzden dünyadaki gıda firmaları  logolarında kırmızıyı kullanır. Kırmızı tansiyonu yükseltir, kan akışını hızlandırır.  Kırmızı için yanlış bir inanış vardır, boğaların kırmızıya saldırdığı sanılır. Oysa boğalar renk körüdür. Boğ

Oran Ve Uyum Olarak Güzellik

Resim
SAYI VE MÜZİK Yunan ve Roma dünyasının ortak güzellik tanımında oranın her zaman renklerin cazibesiyle bağlantılı olduğunu unutmamak gerekir,ayrıca bu gerçek Antikçağdan beri Güzelliğin neden daima oranla özdeştirildiğini de anlatır.Eski Yunanın MÖ VII.  ve VI.yy arasında yaşamış  Sokrates öncesi düşünürleri her şeyin kaynağının ne olduğunu tartışmaya başladıklarında amaçları ,dünyayı tek bir yasanın yönettiği düzenli bir bütün olarak tanımlamaktı. MÖ VI.yüzyılda kozmolojiyi ,matematiği doğa bilimlerini ve estetiği aynı şemsiye altında toplayarak bu ilişkiyi açık bir biçimde ortaya koyan , Pitagoros okulu oldu. Seyahatleri sırasında şüphesiz Mısır matematiğiyle karşılaşan Pitagoras ,her şeyin başlangıcının sayı olduğunu iddia eden ilk kişiydi . Pitagorosçular sonsuzluktan ve bir sınıra indirgenemeyecek her şeyden dehşetli ürküntü dudyduklarından ,gerçeği sınırlayabilecek ,ona düzen ve anlaşabilirlik verecek bir kural bulmak için sayılara baktılar. Pitagorosla birlikte ev